İçeriğe geç

Göksun hangi Türk boyundan ?

Göksun Hangi Türk Boyundan? Tarihin Sessiz Tanığı Üzerine Bir Yolculuk

Bir Tarihçinin Gözünden: Geçmişin İzinde, Bugünün Eşiğinde

Tarihçi olmak bazen sessiz taşlarla konuşmaktır; bazen de bir coğrafyanın yüzyıllardır süregelen hafızasına kulak vermektir. Göksun, işte böyle bir yerdir — Anadolu’nun kalbinde, dağların arasına gizlenmiş, geçmişin izlerini bugüne taşıyan kadim bir yerleşim.

Soru basit gibi görünür: “Göksun hangi Türk boyundan gelir?”

Ama bu sorunun cevabı yalnızca etnik bir kökeni değil, bin yıllık bir göçün, kültürel kaynaşmanın ve kimlik inşasının hikâyesini barındırır.

Oğuzlardan Anadolu’ya Uzanan Serüven

Tarihî kaynaklar, Göksun’un kökenlerinin Oğuz Türklerine dayandığını gösterir. 11. yüzyılda Büyük Selçuklu fetihleriyle birlikte Anadolu’nun kapıları Türklere açıldığında, Orta Asya’dan gelen boylar bu topraklara yerleşmeye başladı. Göksun ve çevresi de bu göç yollarının önemli duraklarından biriydi.

Oğuzların Bozok koluna bağlı bazı boyların — özellikle Avşar, Bayat ve Kınık gibi — Göksun yöresine yerleştiği düşünülür. Bu boylar, yalnızca göçebe savaşçılar değil, aynı zamanda yeni bir kültür inşa eden, tarımı, el sanatlarını ve sözlü geleneği taşıyan topluluklardı.

Göksun’un adı bile, Türkçe kökenli bir kelime olarak “gök su”, yani “mavi su” veya “temiz akarsu” anlamına gelir; bu da bölgenin doğayla kurduğu kadim bağın dildeki yansımasıdır.

Selçuklu ve Beylikler Dönemi: Kimliğin Şekillenmesi

Selçuklu döneminde Göksun, stratejik konumu nedeniyle hem askeri hem kültürel bir merkez hâline geldi. 12. yüzyılda bölgede yoğun bir Türkmen yerleşimi baş gösterdi. Bu dönemde Avşar boyu, bölgedeki dağlık arazilerde yaşamını sürdürerek hem göçebe kültürünü hem de savaşçı geleneklerini korudu.

Selçuklu’nun ardından Anadolu Beylikleri döneminde, Göksun’un kaderi Dulkadiroğulları Beyliği ile kesişti. Dulkadiroğulları, Bozok koluna bağlı Bayat ve Avşar boylarından geliyordu. Bu beylik, 14. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar bölgede güçlü bir siyasi varlık gösterdi.

Dolayısıyla Göksun’un tarihsel kimliği, doğrudan Avşar Türkleriyle bağlantılıdır. Bugün yörede hâlâ Avşar geleneklerine, halk müziğinde, oyunlarda ve atasözlerinde rastlanması bu tarihsel sürekliliğin en somut kanıtıdır.

Osmanlı Dönemi ve Kimlik Dönüşümü

Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeyi hâkimiyeti altına almasıyla birlikte Göksun, idari olarak Maraş sancağına bağlandı. Ancak Osmanlı yönetimi, bölgedeki Türkmen aşiretlerinin kimliğini tamamen asimile etmek yerine, onları yerel düzeyde kendi gelenekleriyle var olmaya bıraktı.

Avşar boyları, Osmanlı’nın askeri yapısında da önemli roller üstlendi. “Avşar yiğitleri” ifadesi, yalnızca destanlarda değil, Osmanlı’nın doğu seferlerinde de tarihsel bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar.

Göksun halkının inanç yapısı da bu dönemde heterojen bir özellik taşır. Hem Yörük-Türkmen geleneklerinin izleri hem de İslami tasavvufun güçlü etkisi bu kültürel mozaiği oluşturdu. Bu durum, Anadolu’daki diğer Türk boylarıyla kurulan kültürel bağları güçlendirdi.

Cumhuriyet Dönemi ve Modern Kimlik

Cumhuriyet’in ilanından sonra Göksun, artık bir etnik aidiyetin ötesinde, ulusal kimliğin bir parçası hâline geldi. Ancak tarihsel bellek silinmedi. Yöre halkı hâlâ kendisini “Türkmen torunları” olarak tanımlar. Düğünlerde çalınan Avşar ezgileri, söylenen halk türkülerinde “yayla” vurgusu, Orta Asya’dan taşınan göç kültürünün yaşayan kalıntılarıdır.

Bugün Göksun, Kahramanmaraş’ın bir ilçesi olarak hem coğrafi güzelliği hem de kültürel zenginliğiyle dikkat çeker. Göksunlu olmak, sadece bir coğrafyaya ait olmak değil; aynı zamanda bir tarihsel mirasın taşıyıcısı olmaktır.

Geçmişten Günümüze: Kimlik Üzerine Düşünmek

Peki, Göksun hangi Türk boyundan?

Tarihsel olarak cevap net: Göksun, büyük oranda Avşar boyuna bağlı Türkmenlerin kurduğu bir yerleşimdir.

Ama bu sadece tarihî bir bilgi değildir — aynı zamanda kültürel bir hafızadır.

Bugün bu tür sorular, kim olduğumuzu değil, nereden geldiğimizi hatırlatır. Çünkü tarih, yalnızca geçmişi anlatmaz; aynı zamanda geleceğe yön verir. Göksun’un hikâyesi, Anadolu’daki Türk kimliğinin dönüşümünü anlamak için küçük ama anlamlı bir penceredir.

Göksun’un dağları hâlâ Avşar’ın sesini taşır; rüzgârın uğultusunda o eski türküler hâlâ duyulur. Bu yüzden Göksun’un tarihini anlamak, bir coğrafyayı değil, bir milleti anlamaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbet yeni adresiprop money